Daniel Efe

Friday, September 13, 2013

DSC04382 Fotograf eklemek ne kadar zamanimi aldi yahu, yavas yavas bloguma geri donmek istiyorum, unutmusum blog kullanimini

Monday, October 5, 2009

BU ISTE BIR CIRKINLIK VAR

DSC07909

Iste bu benim hain kizim. Isi gucu plan-proje , hepsi de hainlik hinlik uzerine. Ben yalan soyluyorsam fotografa bakin. Icinin karasi yuzune vurmus degil mi? Yuzune bakinca insanin kismeti kesilir, oyle bir cirkinlik.
Ablam diyor , ne guzel geceyi gunduzu biliyor, geceleri araliksiz uyuyor diyor. Tabi ki uyur. butun gunduz kotuluk dusundugu icin , yoruluyor haliyle. Ertesi gune enerji toplayabilmek icin geceleri saglam uyuyor.
Allah'tan okuma yazmasi yok. Okuma yazma bilse bu yazdiklarimdan oturu bilgisayari basima kulah yapardi. O okuma yazma ogrenene kadar da ben korkumdan bu yazdiklarimi silerim.
Annemler duvara bu cadinin fotograflarini asmislar, evdekilere hain hain bakip duruyormus. Evde ismi SUPURGELI, yani biz ona kisaca supurgeli diyoruz, tum adi 'supurgeli cadi'

Boyu 70 cm ama bir 70 cm de yerin altinda var. buyumus de kuculmus. kayinvalidemin ottawa subesi. 3 aylikken bana bagirip kiyameti kopartiyordu tiramisu yemek icin. Simdiyse bebek yemegi yemiyor, illa bizim yedigimiz tatli, tuzlu, baharatli ve yagli yiyecekleri tercih ediyor. Nerede bir gobek buyutucu yiyecek var, favorisi.
Bilmem kimlerin basini agritacak benden baska. Pelin'e talip ol benim kiza demistim, umarim bu hunerlerinden sonra vazgecmez o da.

Missgibi Zerrin seni de cok cok tebrik ediyorum. Bilmem hatirlar misin, kizim olduktan sonra seni sobelemistim. Bebek sobesi, sira sende demistim, hede hode demistin sen de :) Bak hayirlisiyla sen de guzel anneler kervanina katiliyorsun, insallah. Sobelemeyi dusunup ihmal ettigim arkadaslari da sobeleseydim keske. Mesela Ayse Yaman. Onu da simdi sobeliyorum, Sira sende sevgili Ayse :)

Saturday, June 6, 2009

ÇİLEKLİ SMOOTHIE

DSC07784

MALZEMELER:

* 1-2 su bardağı çilek
* 1 su bardağı yoğurt (mümkünse tatlı yoğurt olsun)
* Çilek suyu ya da çilek reçelinin suyu
* Bir avuç, küçük parçalar halinde buz
* Yarım muz

YAPILIŞI:
Bütün malzemeler blendırdan geçirilir.(el blendırı da kase blendır da olur) Boza kıvamında hatta bozadan da koyu kıvamlı harika bir içecek elde edilir.

Efendim, smoothieden söz etmeden önce internete bir göz attım. 1970'lerden sonra popüler olan, sağlıklı yiyecekler daha doğrusu içecekler arasında yerini almış. Amerikan menşeli ve ismi de orijinal olarak böyle.
Smoothie için ölçü vermeye çalıştım ama aslında istediğiniz herşeyi karıştırabilirsiniz. Mango, kivi, frambuaz, armut ya da aklınıza gelebilecek herhangi bir meyve ile hatta sebzelerle de smoothie yapılabilir. Muz iyi bir kıvam verici olarak smoothienin her çeşidinde yer alabilir. Buz olmasa da olur. Yoğurdun yerine dondurma kullanılabilir. Yoğurt tatlı olursa daha iyi olur hatta bu iş için hazır, meyveli yoğurtlar kullanılabilir.
Çalıştığım yerde de smoothie yapıyordum. İçine buz konulduğu için yani buz eriyerek sulanacağı için meyve suyumuz konsantreydi. Hani 1 şişe konsantre meyve suyuna 4 şişe su eklenerek kullanılır ya öyle :) nasıl açıklama ama bazen kendime şaşırıyorum.
GÜNÜN ÖNEMLİ İPUCU, ANNEMDEN: Evde yoğurt mayalarken içine bir kaşık şeker atılırsa yoğurdun tadı tatlımsı oluyormuş. Smoothide kullanılası bir yoğurt yani.

Yaza girerken umarım değişik meyvelerle denersiniz. Özellikle sunumu gayet şık ve klasik içeceklerden farklı bir lezzet. Deneyin, ikram edin ve beni anmayı da ihmal etmeyin.

Sevgili arkadaşım. Sen , sana söylüyorum. Niye başkasına bakıyorsun ? Şu an yazdıklarımı sen okumuyor musun? ben de sana söylüyorum. Blog arkadaşım, bloğu olmayan arkadaşım , sevimli şey seni :) Yanaklarından sıkıyorum senin. Ve bu arkadaşlığı seviyorum. henüz hiçbir arkadaşımla yüzyüze görüşememiş olsam da. Ay utandım, ancak bu kadar yazabilirim.
Bloğuma yeni iletiler eklemek için uzun aralar verdim, ilkinde çok çalışıyordum, kendimi taştan taşa çalıyordum :) , vaktim olmuyordu. Bu kez de interneti olan bir bilgisayar erişimim yoktu. Ama işte elime internet geçer geçmez ilk önce blog ailemi düşünüyorum. Seviyorum galiba sizi ya.

Friday, June 5, 2009

PAZI SAPIYLA BÖRÜLCE

DSC07565

HARİKA BİR DİYET YEMEĞİ

Malzemeler:
* Pazı sapları
* Yarım kilo börülce
* 1 baş kuru soğan
* Domates ve/veya biber salçası
* 2 yemek kaşığı sıvıyağ, tuz
Yapılışı:
* Börülceler bir kaç saat suda ıslatılır.
* 1 baş soğan yemeklik doğranır. 2 yemek kaşığı sıvıyağla bir kaç dakika kavrulur. Pazı sapları eklenip , kavurma işlemine devam edilir.
* Evdeki ve eldeki salçalar eklenip karıştırılır.
* Böğrülceler ve en az üç bardak su eklenip yemeğimiz pişmeye bırakılır.
* Tuzu dilediğiniz kadar, yarım limon suyunu da yemeğimiz piştikten sonra ocağın altını kapatır kapatmak ekliyoruz.
Afiyet olsun.

Bu tarif annemden. Az önce kendisiyle kollektif bir çalışma gerçeklestirip tarifimizi yazabildim. Bu tarz yemeklerde ben herşeyi göz kararı ayarladığım için tarif yazması biraz zor oluyor ama henüz yemek yapmaya başlayanlar ve öğrenciler için tariflerin gayet anlaşılır olması gerekiyor. Ayrıca tecrübeli hanımefendi ve beyefendiler için de pazı saplarını değerlendirmek için güzel bir fikir.
Pazıyı genelde sarma yapmak için alıyoruz. Sapları da bu şekilde kurubaklagillerden herhangi biriyle pişirilebilir. Mesela nohutla, mercimekle ya da nohut mercimek kombinasyonuyla da harika bir sebze yemegi olabiliyor pazı.Ayrıca pazı saplarının yerine ıspanak sapı ve kökleri kullanılabilir. Bu yemekleri sadece elde kalanları değerlendirmek olarak görmüyorum. Ekşili ekşili soframızın, midemizin ve gönlümüzün baş köşesinde yer etmiştir.

Pişmiş tavukla olan kader arkadaşlığımızdan biraz söz etmek istiyorum. Şubat ayında Türkiye'ye geldik, Fransa havayollarıyla. Paris'ten aktarmalı olarak. Şu günlerde bir uçakları okyanusa gömülmüş olan şirket, yolculuğumuz boyunca bir tane doğru iş yapmadı. İlk uçakta, bebek için yatak vermeleri gerekiyordu, biz özellikle bu konuyu telefonla da internetten de belirtmiştik. Zaten 10 saat boyunca bebeği kolumda tutmam, aynı zamanda oğlumun ve kendi ihtiyaçlarımı gidermem mümkün değil. Uçakta 'hani bebek yatağım?' dedim, özür diliyorlar. Özürle hallolmuyor ki sorun. 'özür mözür dileme , git yatağı getir' diye kükredim :) İnsanı zorla çileden çıkartıyorlar ne yapayım. Bebeğe yeteri kadar bebek bezi ve bebek maması vermeleri gerekirken, ben hatırlatıyorum getirsinler diye. Yanınızda bebek bezi yok mu diye hesap soruyorlar. Var da sana ne, vazifeni yap.
İki çocukla seyahat etmek zaten zor üstüne bir de air france'ın eziyetleri. Velhasıl İstanbula vardık. Valizlerimiz yok. Kuzenime gidip valizlerimin gelmesini bekledim. Oysaki Rapunsel , Sihirli Kepçe , Kitchen O'clock ,Pelince lezzetler , Eyvahyemekyandıocakbattı Gönül, Missgibi Zerrin ve diğer blog arkadaşlarımla görüşebilmeyi istiyordum.Valizlerimi teslim aldım sonunda, birinin ayağını kırıp göndermişler :) Rapunsel için getirdiğim hindistancevizi sütleriyle de banyo yaparım artık.
Gönülcüğüm yemekteyiz programında başarılar diliyorum. Blogunda yayınladığın fotoğraflarında gözlerini bantlıyordun, şimdi yüzüne elek mi kapatacaksın :) Şaka bir yana , yemek bloğu kanalıyla tanıştığım bir arkadaşımı televizyonda izleyecek olmak beni çok heyecanlandırıyor, programın yayınlanacağı zamanı sabırsızlıkla bekliyorum ,İYİ ŞANSLAR

Thursday, February 26, 2009

MEKSIKA FASULYELI - KUSKUS SALATASI

Picture 188

Tariflerini en azindan kendim icin yazacagim iki guzel salata ve diyet yemegi. Asagidaki malum bugunlerde pek populer olan Meksika fasulyesi. Her iki salatada da kuskus var. Burada kuskus bulgur gibi sicak suyla islatilarak kullaniliyor. Bizde kuskus bir cesit makarna. Detaylari internet kafede degil de bir evde internete ulasabildigimde verecegim. (Simdilerde evimizin babasinin memleketindeyiz. )



Picture 187

Tuesday, February 17, 2009

deneme


Bu fotografi deneme amacli koydum, blospotun LARGE olculerinde.Sag taraftaki blog listesinde gordugunuz gibi bazi bloglarin yeni iletileri fotografsiz bazilarinin fotografli. Anladigim kadariyla blogspotun olculerinde fotograf kullanildiginda yeni iletiler fotograflariyla birlikte guncelleniyor.Fotografin uzerine tiklanildiginda da fotograf dev boylarda goruntulenebiliyor.

HUNKAR BEGENDI

DSC07087

Uzun suredir yapmak istedigim bir yemekti. Ilk kez denedim. Osmanli mutfagindan gunumuze miras, sofralarimiza ve damaklarimiza tarifi imkansiz bir haz veren lezzet HUNKAR BEGENDI !!
Aybike nin blogunda da gorunce iyice heveslendim. Burada en yaygin patlican tombul ve sandal buyuklugunde olanlar. O patlicanlari eger patlicani kozlemem gerekiyorsa aliyorum. Tarif icin sizi Aybike'ye havale ediyorum.
Ben ne gibi degisiklikler yaptim, onlari anlatayim. Et olarak CHINESE FONDUE olarak paketleniP satilan eti kullandim. Bu eti ilk kez okulda denemistik, dana eti sevmedigim halde cok begenmistim. Bu et sanirim dananin bonfile eti ve et dondurulup makinayla dilimlenmis. Cunku dilimler kagit gibi.
Et donmus olarak pisirilmeye baslaniliyor ve pisirilirken parcalaniyor yani dogramaya gerek yok ama ben ince seritler haline getirdikten sonra pisirdim.
Nasil pisirdigime gelince, once tavada yagi isttim, eti attim. Sicak yaga atildiginda, et pek su birakamiyor. Su birakip cekmesi zaten pek istenilen bir durum degil. Et pistiginde kurutmadan kucuk dogranmis soganlari hemen ardindan yine kirmizi biberleri attim. Etin soganin ve biberin tadi oyle guzel birbirine geciyor ki, begendinin uzerinde kizgin kumlardan serin sulara atlama etkisi yaratiyor :)

Begendi icin ne soyleyebilirim ? Unu kavurduktan sonra yumusacik kozledigim (firinda aluminyum folyonun icinde pisiriyorum patlicani, kozu kim kaybetmis de ben bulayim) patlicani attim. Onu da kavurdum. Unu kavururken hafifce kokusu cikana kadar karistirmaya devam edin, un cig kalmasin. Benim tek hatam biraz tuzlu yaptim, o yuzden gereginden fazla sut kullandim . O noktada da dikkatli olmak lazim, Cunku kasar peynirinin de tuzu var.
Sonuc olarak , hunkar begendiyi begenerek yedik, Allah olmayanlara da versin.

NOT : Arkadas listeme, ya da soyle diyelim, izledigim bloglar listesine yeni uyeler eklemek istiyorum. Liseteye sizin blogunuzu da eklememi uygun bulursaniz bana bir mesaj atin lutfen. Listeyi bu sekilde yapabilmek icin cok ugrastim, tarif edileni anlamadim bir sure, sonunda basardim. Simdi listemi uzatmak istiyorum. Eklemek istedigim bloglarin yemek blogu olmasini rica ediyorum. El isleriyle pek alakadar degilim cunku. Ayrica cok bulanik fotograflara bakamiyorum, gozum sulaniyor basim donuyor, bir anda dengem kayiyor :) Mumkunse fotograflari cok flu olmayan bloglar olsun. Ayrica eger muzik uygulamasi varsa o da benim icin uygun degil. Cunku internette surekli bir seyler izleyip dinliyorum. Actigim blogta muzik varsa iki ses ust uste geliyor, ya da blogtaki muzik sesi cok kuvvetli oluyor, ev ahalisi yataklarindan zipliyor. Sesi kisik bile olsa muzik uygulamasi olmuyor iste ben zaten bir seyler seyrederken ve dinlerken. Onun disinda listemi cogaltmak icin blogunuzu eklememe musade ederseniz sevinirim.
BIR NOT DAHA: Blogunda muzik uygulamasi olmasina ragmen ziyaret etmekten vazgecmedigim bir blog var, o da kendini biliyor zaten. Ne yapalim bir kisilik iltimas kontenjanim var da :)

Friday, February 13, 2009

FIKIR BEYAN EDIYORUM

DSC06307

Bu fotograf gecen yil cekildi. Bir elimde Efe, diger elimde okula goturup getirmek zorunda oldugum malzemeler ve agir bir fotograf makinasi.Ve yurumek icin mucadele verdigim yollar fotografta gorundugu gibi karli, ama ne kar! Belediye iyi calisiyor, karlari kocaman kamyonlara yukleyip sehir disina tasiyor ama kar bitmek bilmiyor.
En kotusu ne biliyor musunuz? Benim ehliyetim yok. Ehliyet alabilir miyim onu da bilmiyorum cunku ben trafikte araba surmekten korkuyorum. Kursa giderken araba evin onunde misil misil uyurken ben o otobusten bu otobuse kosturuyordum. Otobusler de duzensizdi, pek olmaz ama. Suyu absorbe edip icine hapseden cizmelerimle, aksama kadar suyun icinde kursu tamamladim. Oyle bir ani olarak kaldi ama bu fotografa bakip bakip ehliyet almak yonunde daha azimli ve kararli olmaliyim.

*********** YEMEKTEYIZ**********
Yemek yerine insanlarin birbirini yedigi yarisma programi. Iki uc tane sonradan gorme, sanki aristokratlarmis gibi catalin bicagin yerinden rahatsiz oluyorlar, yemek sonunda chengi chigan dans ediyorlar. Ben bu yarismayi izliyorum ama yeni bir yemek gorebilmek icin, kavga bolumlerini atliyorum, ilk basta yemek yapilirkenki dakikalari seyrediyorum. Yapimcilar kavga edildiginde , seviye dustugunde reyting artiyor saniyorlar. Halbuki yemek programnlari her zaman ilgi cekmistir, yemek yapiliyor olmasi ilgi ceker aslinda. Hele bir de yemek hakkinda guzel konusmalar yapabilseler tadindan yenmez. Ama ne yazik ki bu kadar yuksek izlenme payi olan bir programda "MISAFIRPERVERLIK" dedigimiz hasleti kaybediyoruz.
Ev sahibi misafirlerden nefret ediyor, onlarin arkasindan konusuyor, masadan kovuyor. Misafirler onlerine gelen butun nimetlere burun kiviriyor. Belki bize bir sey olmaz, bizden sonraki nesil belki bu program sayesinde bazi insani degerlerimizden cok seyler kaybetmis olarak gelecek.
Bu programa mumkunse akilli insanlar katilsin, lutfen katillin. Ve yemek sohbeti nasil olurmus gorsunler.
Eksi sozlukte bir yorumdan gordugum , begendigim, tam da bu programin yapimcilari ve bir cok katilimcinin anlayacagi dilden bir ifade : Bazen oyle sinirleniyorum ki , gerilip gerilip cakasim geliyor iki tane

************ VAR MISIN YOK MUSUN **********
Basvurdum :) Eheheh
Kesinlik sacma bir program. Kutunda ne var, kutunu ac, kutun mavi mi kirmizi mi, kutun hakkinda ne hissediyorsun. Ac da gor be adam. Ben icindemiyim ki bileyim kutuda ne var.
Dusunuyorum, eger beni davet etseler, aylarca gidip bir kutu acip eve mi donecegim :)
Sacma olmasina sacma ama, yemekteyiz programinin aksina agresifligi desteklemiyor, insanlari kiskirtmiyor. Bilakis sevimli, guzel, insani mesajlar var. Sacma ama en azindan zararli degil. Ve en onemlisi para veriyorlar. Topluma zarar verecek bir faaliyet icerisinde degiller. Izlenme sirasinda da ilk besteler, Demek ki birbirini isirmadan da program yapilabiliyor ve o da reyting alabiliyormus.

******* KURTLAR VADISI*******
Pusudan once Kurtlar vadisi sanirim 3 -4 yil gosterilmisti. Onun da oncesinde DEli Yurek diye bir felaket vardi. Deli yuregi hic seyretmedigim halde sagda solda kanatlarini acan yeni yetmeleri gordukce, ne zararli sacma bir dizi oldugunu anlamistim. Kurtlar vadisi ciktiginda ise, onun da Deli Yurek gibi oldugunu sandim. Ilk baslardaki bolumleri icin hakliymisim, sonra dizi yon degistirmis. Yine de bu diziyi de izlememistim, Ta ki filmi cikana kadar. Bu dizinin de zararli oldugunu dusunuyordum, kimi acilardan hala zararli oldugunu dusunuyorum. AKLi bir seye ermeyen, bir baltaya sap olamamis , enerjisini kanalize edecek yer bulamamis genc erkeklerin iclerindeki agresifligi korukledigini dusunuyorum (dum)
Gecen Yil Efe'yi Turkiye'de biraktigimda firsat buldum, dizinin dort yilda yayinlanmis butun bolumlerini 1 - 2 ayda izledim.Sonra bir Kurtlar fanatigi oldum.
Bir kere yapim kaliteli, artik ucuz kabadayi repliklerini biraktilar. Issiz gucsuz delikanlilarin onlarin yolundan gitmesi imkansiz oldu, arada bir ucurum acildi cunku :)
Bu diziyle ilgili komik bir de anim var. Bizim Lara dunyaya gelmekte gec kaldigi icin, (41 hafta 3 gun)hastaneye davet edildim. Aksilik o gun de persembe gunu. Suni sanci veriliyor, bende tik yok, geziyorum dolasiyorum, kurtlari seyretsem diye oluyorum. Sagdan soldan odalardan millet cocugunu kucagina aliyor,ben gezip dolasiyorum. Madem dedim, rahatim iyi , niye eve gidip gelemeyeyim. Doktordan rica minnet izin aldim, eve geldim, kurtlari seyrettim, sonra gonul rahatligiyla hastaneye gittim. Kurtlari seyretmek icin hastaneden firar eden ilk hamile ben miydim acaba :)

***** CANIM AILEM*********
Ugur Yucel'in dizisi, Hala seyretmediyseniz, bir deneyin, cok sevimliler, HEM DE ADANALILAR:)
********** MARGARIN *********

Turkiye'de yillarca margarinin kotu oldugu soylendi, damar tikanlikligi , kolesterol ve kalp hastaliklarina yol acar denildi. Simdi kalbi korur diyorlar

Ben inanmiyorum.

Bundan 30 yil once de doktorlar , anne sutu yeterli olmaz, falanca filanca mamayi verin derlermis. Demek ki uzman ! kisiler bazen yanlis yonlendirebiliyor.
Ben kendi hesabima margarin tuketmeyi birakali cok oluyor. Itiraf etmeliyim ki lezzetini cok severim. Onun yerine tereyagi kullaniyorum. Tereyagini da cok sinirli bir kac yerde kullaniyorum, kurabiyede ve bazen et kavururken bir findik buyuklugunde kullaniyorum.